İlgili literatür ve diğer kayıtlar, hayvanların deprem gibi doğa olaylarını genel olarak sezdiğine ilişkin gözlemlerin milattan öncesine kadar dayandığı görülmektedir. MÖ 373 yılında yazılan anekdotlarda, yaşanacak yıkım depremden günler önce farelerin, gelinciklerin, yılanların ve olası şehirlerin terkedişinin anlatılması, anında bu içeriğin ilk referans olarak hüküm sürmesi.
Bu hususta, Max Planck Hayvan Davranışları Enstitüsü’nde uzun yıllar hayvan taşıma konusunda çalışan Martin Wikelski, hayvanların depreme yönelik sezgileri ile ilgili bazı bölümleri paylaştı.
Yapılan deneylerde hayvanlardaki 4 ve üzerindeki depremleri saatler öncesinden sezebildiği görüldü.
Hayvanların depremi sezmelerine yönelik yapılan ameliyatlar, depremi sezen hayvanlarda grup halinde gerçekleşen çılgınca davranışlar gözlemlendiği belirtildi.
Hayvanların deprem sezgisi deprem uyarısı olarak kullanılansa insanlara ciddi bir süre kazandırılabilir.
Ama hayvanların sezgilerini birer çalıştırma olarak kullanmak için, söz konusu hayvanlarda deprem öncesi ve deprem sonrası yapılmak üzere ayrıntılı ve gerçek bir analiz şart yapmak.
Martin Wikelski Kahramanmaraş merkezli deprem öncesi bölgede garip hayvan izlenimleri gördük.
Wikelski’ye göre kuşların akşam ağacının sonunda uçuşması, kış ağaçlarında toplananklarından dolayı normal davranış olarak nitelendirilmekte. Dolayısı ile bu hareket depremcisi olarak nitelendirilmek mümkün değil.
- Görüntüler 6.9’luk İzmir depreminden.
Wikelski, depremden önce sokaktan uluyan köpek hakkında ise, “köpeklerin mahallesi uluması da sıradan bir davranış bunun depremle ilişkisi olup olmadığını anlamak için köpeği uzun süre takip etmek gerek” yorumunu yaptı.
Bir hayvanın, depremi sezdiğinden emin olmak için takip edilen 20 ila 50 hayvanın aynı davranış sergilemesi gerekiyor.
Sonuç olarak, yapılan yapılarda bazı bölümlerde depremleri sezerek farklı davranışlarda bulunduğu saptansa da bu davranışlara neden olma nedenleri ve depremi ne şekilde sezdikleri net bir şekilde tespit edilememiştir. Dolayısı ile bu araştırma araştırmacıları net bir girişim varmak için daha kapsamlı tutukluluklar yapılması gerektiğini savunmuşlardır.
Yorum Yaz