Henüz büyük bir parça keşfedilmemiş, adeta farklı bir dünya diyebileceğimiz su altı, birçoğumuz için gizemli ve ilgi çekici olmuştur.
Peki hiç su altında yaşamayı ve bunun nasıl mümkün olabileceğini hayal etmişsinizdir? Su altında birkaç süre kalmaktan bahsetmiyoruz, orada “yaşamak”tan bulunmaktayız…
Suyun altında en uzun süre kalma rekoru şimdilik 31 gün ancak…
Yıllardır, suyun altında uzun süre kalabilmek adına kıyafetler ve icat ettiklerimiz. En gelişmiş araçlarla bile su altında uzun süre kalma rekoru şimdilik 31 gün.
Peki su altında istediğiniz kadar nefes almanızı sağlayan bir araca sahip olmanız durumunda nasıl olur?
“ExoLung” adlı cihaz, su altında nefes alma sorununu tamamen ortadan kaldırıyor.
Belki de bazılarınızın getirdiği “ExoLung” isimli cihaz, yalnızca vücut gücüyle sonuna kadar suyun altında süresiz bir şekilde kalmanızı sağlıyor. Ancak hemen heveslenmeyin, ExoLung ile yalnızca 5 metreye kadar dalabilmenizin yanı sıra sürekli hareket etmek için.
Ağzınızı uzattığınızda tüpün içini boşaltıyor ve nefesle doluyor. Aynı zamanda su üzerine uzanan bir hortum, temiz havayı dikkat çekici Girişinizi içeriğinizde çektiğinizde temiz hava, tüp aracılığıyla yanıklarınıza aktarılıyor.
İLGİLİ HABER
Geliştirilen Yeni Bir Sistem, Dalgıçlara Sonsuz Oksijen Kaynağı Sunuyor
Deniz memelilerinden ilham alarak tasarlanmış “Amphibio” ile su altında konforlu bir şekilde yaşayabileceğimiz iddia ediliyor.
3 boyutlu yazıcılarla temellendirilebilen “Amphibio”, insanlar için kullanılan bir çeşit solungaç. Günümüz teknolojisinde bir dalgıç, suyun altında 30 dakika kalabilmek için 50 kg giysi ve aleti 1 saat üzerinde taşıması gerekirken Amphibio, vücut tamamen sararak bu sorunu ortadan kaldırıyor.
Ancak, sizi adeta bir deniz görünümüne kavuşturan ve solunum problemini ortadan kaldıran bu giysi de yeterli değil. Amphibio ile yalnızca 10 metre derinliğe kadar yaşam sürebilirsiniz.
Günümüz teknolojisi ne kadar ilerlemiş olursa olsun su altında yaşamak için bazı engeller var.
Solunum problemini bir noktaya kadar çözseniz bile durumdan ibaret değildir. Boğularak ölmenin önüne geçmenizde karşı çıkışınıza ilk engel, basınç olacaktır.
yaşadığın evin yaşadığı minik bisküviler sevimli buldukları ancak o küçük omuzlarında 1125 kg basınç taşırlar. Üstelik bunu bir kabukları bile olmadan yapıyorlar.
Su basıncı, insanı acı içinde öldürecek seviyededir.
Eyfel Kulesi’ni düşünün. Onun neredeyse yarısı kadar olan 150 metre yüksekliğe çıktığınızda havadaki basınç geçişi neredeyse hiç fark etmezsiniz.
Ancak, suda 150 metre derinliğe dalarsanız damarlarınız göçer ve ciğerleriniz küçük kalacak şekilde sıkışmar. Dalgıçlar bunun önüne geçmek için onları çok hızlı bir şekilde aşağı çekmek yarayan ağırlıklar kullanır.
Suya daldığımızı ve basınçtan ölmediğimizi varsayalım, bir başka sorunla sudan çıkma anında karşılaşırız.
Çözdüğümüz havanın %80’i nitrojendir. İnsan vücuduna basınç uyguladığınızda bu nitrojen, minik baloncuklara dönüşerek dokular ve kan tarafından emilir. Basınç çok hızlı modüllerse ( örneğin hızlı bir şekilde düzenlerken) nitrojen hortumları gazoz gibi köpürür.
Bunun sonucunda kan tıkanır, bağlantı oksijensiz kalanlar ve oluşan ağrı o kadar dayanılmaz olur ki acıyı çekerken bayılmak olasıdır. Dalgıçlar doğal bu durumun önüne geçmek için çok yavaş bir şekilde gelişirler ve karmaşık bir artış için haftalarca çalışırlar.
Okyanusların çok büyük bir kısmını keşfederken.
Fiziksel engellerin yanı sıra, su altı varoluş bilmezliklerle dolu. mesela okyanusta yaşayan canlıların çok büyük bir yanından haberimiz bile olmadığınız.
Meraklı, su altında yaşamak günümüzde pek olası değil gibi görünüyor, ancak bilimin ötesinde neler neler çıkaracağını bilemeyiz.
Tüm bu anlattıklarımızdan yola çıkarak, su altında yaşama fikri sizce mümkün mü?
İLGİLİ HABER
Su Altında Yapay Şehre Sahip Dünyanın En Derin Havuzu Yakında Açılıyor
İLGİLİ HABER
Dalgıçlar Suya Bildiğimiz Gibi Atlamak Yerine Neden Kendilerini Geriye Bırakarak Giriyorlar?
İLGİLİ HABER
Yorum Yaz