2004’te final bölümünü yayınlayıp birden ekran başına kilitleyen Friends, Türkiye’de de oldukça popüler. İzlemeyenlerin bile illaki bir fotoğrafa ve videolarına denk geldiği dizide aslında eleştiri alan birçok konu bulunuyordu. Irkçılık ve cinsiyet kalıpları ise bunlardan yalnızca birkaçı…
Sevenleri kadar sevmeyenleri de olan Friends’in altı farklı karakterinin hayat görüşü, bize farklı muhafazalar kuruyor. Birbirinden benzersiz bu karakterlerin aslında dizi boyunca cinsiyetçi Yaklaşıma kurban gittiklerini söylesek çok mu abartmış kullanırız? özellikle günümüzde de devam eden kadınlara karşı kalıplaşmış davranışlar, senelerin egemen inançlarının kalıplarının değişmediğine küçük bir örnek olabilir.
Efsane diziden bahsetmeden önce bu diziyi hayatımıza dahil eden yaratıcılarından Marta Kaufmann’ı yakından tanıyalım.
Marta Fran Kaufmann, Amerikalı yazar ve yapımcıdır. Dizinin çevresindeki rolü bir yana, Kevin Bright ile dizinin yönetici yapımcılığını da üstlenen Kaufmann, Brandeis Üniversitesi’nin tiyatro bölümünden mezundur. Sektöre ilgi duyduğu eğitimlerden belli olan yapımcının The Neighborhood Playhouse School of the Theatre’da oyunculuk eğitimi aldığı da biliniyor. Eşi Micheal Skloff ise Friends’in şarkı bestecisidir. Kaufmann, birçok yapımda yer alsa da milyonlara adını verdiği Friends ile duyurdu.
White supermarcy (beyaz üstünlüğü) tavsiye edilen bir görüntü çizen dizide hiç siyahi oyuncu gören oldu mu?
Marta Kaufmann, diziyle ilgili açıklamalarını yaptığında pişmanlıklarını da dile getirdi. birileri de etnik çeşitliliğe yer vermemesiydi. Kaufmann bu ziyaretle ilgili pişmanlığını şu cümlelerle ifade ediyor: Yaptığınız işte farklı etnik kökenlerden insanların olmasını istemek. Ancak bunu yeterince yerine getiremedim ve şu an tek düşünebildiğim bununla ilgili ne görebiliyorum, neyi farklı görebiliyorum? Programlarımı nasıl farklı bir şekilde izleyici ile buluşturabilirim?
İLGİLİ HABER
Arkadaşlar Yapımcısından 25 Yıl Sonra Açıklama: “O Zamanlar Bu Kadar Dikkatli Değildim, Özür Dilerim”
10 sezon 236 bölüm boyunca dizide rol alan yalnızca 22 siyahi aktör vardır. Ana karakterlerin tamamın ‘beyaz’ muhafazaları, dizide etnik çeşitliliğe çok az yer verildiğini gösteriyor. Durumun getirdiği varıp davranışları bu pişmanlığı dile getirseler de toplum adına ne kadar zarar verici olduğu aşikar.
Beyaz egemenliğini desteklediklerini düşündüren bölümlerden birinde Monica, Barbados’a gittiğinde saçlarını örüyor. Chandler ise Monica’nın bu durumda ‘berbat’ bularak ona yaklaşmak istemiyor. Hatta örgüyü açtırana kadar elinden gelen de yapıyor! Bu durum büyük bir şaka olarak algılansa da siyahilere sahip olan bu saç örgüsüyle aslında sınırlandırılmış olarak bir mesaj mı gönderilmiş oluyor? (9. sezon 23-24. bölüm)
Etnik farklılığın “gag malzemesi” olarak kullanımı, eğlence dili yazılı olmayan bir düzenlemeyi yönetme?
Dizinin 2. sezon 1. bölümü, Ross’un, yeni kız arkadaşı Julie’yi tanıttığı bir sahne var. Julie’nin çekik gözlü olmasından dolayı İngilizce ile de pek arasının olmadığını düşünen Rachel, Julie’ye: “ül-ke-mi-ze hoş-gel-din” şeklinde duraksayarak cümle kuruyor. Karşılığı ise barındırmak ve güzel bir aksanlı bir İngilizce ile “teşekkürler, ben New Yorkluyum” oluyor. Sahne de Rachel’ın kahkahaları çekik gözlü birinin Amerikalı olabileceğini düşünmemesi, etnik dışlamaya bir örnek teşkil ediyor.
Afro-Amerikan bir karakter ilerleyen zamanda diziye dahil oluyor.
Dizi, ne kadar etnisite konusunda taraflı bir yaklaşım sergilese de bu durumu tersine çeviren bir istisna var. Dr. Ancak karakter seçiminin arkasında 2000’lerde uygulanan bir kural da yatabilir. Bu yıllardan itibaren dizilerde ana kadroya daima farklı kökene sahip insanlar dahil oluyor. Yani bu durum pek de Friends’e sahip bir durum değil. (9. sezon 20. bölüm)
Basmakalıp cinsiyet algıları bazı sahnelerde dikkat çekiyor.
Toplumsal cinsiyet kavramı, dizinin her bölümü tıslamakta. Toplumun dayandığı algılar, cinsiyet kalıpları sık rastlanan bir durumken dizide de eleştirilere maruz kalan en önemli nokta. Giyimden seçebilir, davranıştan mesleğe her alandaki karakterler, cinsiyetlerine ‘aykırı’ yorumlamalarında tablolar tarafından eleştiriliyorlar. Örneğin 6. sezon 8. sezonda, Joey’in evinin temizlenmesi, çiçek büyütmesi ve örgü örmesi gibi gayet normal zamanlarda Chandler tarafından büyük bir eleştiriye maruz kalmıştır.
Erkek ve kadın mesleklerinin ayrı olması gerektiği düşüncesi
Dizinin ilk sezonlarında Rachel garson, Monica şef, Phoebe masöz; Ross paleontolojist, Chandler genel müdür yardımcısı ve Joey ise aktördü. İlerleyen bölümlerde kadınlar da yüksek mertebeli işlere sahip olduklarını görerek dizinler bu merkezde pozitif sonuçlara tanık oluyoruz. Toplumsal algıya göre kadınlar, aile değerlerinin merkezinde tutulduğu meslekler için; erkekler ise mali ve bireysel meslekler için daha uygun görünüyorlar. (Barth ve Pirinç, 2016)
Özellikle bu durumla ilgili 9. sezon 6. sezonda erkek bir dadı kuşatmasından çıkıyor. Ross’un erkek dadı için “Bir dadıysa erkekse eş cinseldir” düşündürücü oldukça şaşırtıcı.
Gerçek dışı güzellik algıları o dönemde de hakimiyetini koruyor.
Dizide fiziki bakışların tek tipleştirildiği görülüyor. Kadınlar ince, uzun ve güzeldir. Monica’nın ergenlik dönemindeki obezite ile savaştığı bir dönem var. Dizide flashback’lerle sık sık bu duruma atıf yapılırken tüm karakterlerin bu durumla alay edildiğini görebilirsiniz. Monica, ardından bodyshaming’den dolayı oldukça zayıflasa da bu, ona ciddi bir kilo karmaşıklığı olarak geri dönmüştür.
Dominant heteroseksüellik algıları sürüyor.
Dizide tüm ana karakterler heteroseksüeldir. Dizi de doğal olarak hetero anlatımlar üzerine kurulu. “Bu konuda sorun ne?” diyebilirsin. Başta bir sorun gözükmüyor, çoğu dizi bu idealler kuruluş üzerine olduğu için. Ancak boşanma yakın arkadaş olarak başlayan ilişkiler, aşka dönüşüyor. Şaka amaçlı olsa da bir kadın ve erkeğin arkadaş kalamayacağı gibi ilkel bir fikir doğuyor. Bu da “heteronormatif”ye kapı aralıyor: heteronormatif, heteroseksüelliği görerek geleneksel aile yapısını tek doğru olduğunu savunan bir düşüncedir. (Ingraham, 1994)
Rachel, yaşadığı düşüncesiyle kendisine yuva kurmak için ortak arayışına girmek yanlış açıklamalar kuruyor. Ross, dizide birçok kez evlenen tek karakter. Evli ideal bir evliliğe ulaşamadığı için büyük bir dalga konusu oluyor. Monica ve Chandler, çocukların sahibi olamamaları için sorgulamaya başlıyor. Dizi çevresinde şekillenen mutlu son ise evli mutlu ve çocuklu bir şema etrafında şekillenmekte.
Cinsel birleşmeler dalga sesiydi.
Dizinin, yayınlandığı tarihlerden dolayı LGBTQ+ görünürlüğüne fazla yer vermemesi normal karşılanabilir. Ancak durum dışında kalıyor, dizinin ilk bölümü Ross’un biten evliliğinin yapısının karısının hizmetçisi olması. Karakterler, dizinin ilk sezonlarında bu durumla hemen her geçen dalga geçiyor. Ross ise karısının öğrendiğini öğrendiğinden beri bu düşüncelerinden uzaklaşıyor. Konu aslında Ross’un aldatılması olmalıyken bütün meselesi karısının kendisinden bir kadın ile aldatması oluyor.
Ross’un eski karısı Carol ve Susan’ın evliliğine dair “lezbiyen hayat arkadaşı” Betimlemesinin her duyulduğunda da gülme efektini veriyor. Bu da aslında ele alma durumunu ortaya çıkarmada.
Ross’un, eş cinselliğinin sürekli olarak alaya alınması.
1. sezon 12. sezonunda Ross, oğlu Ben’i almak için Susan ve Carol’ın evine gider. Ross, Carol ve Susan’ın bir arkadaşlarıyla birbirlerini görürler ve Susan ve sen, Huey Lewis ile ne zaman tanıştınız?der. Fotoğraftaki kişi ise aslında Tanya isminde bir kadın olduğunu öğrenir ve utanır. Erkek gibi görünen kadınların komik deneyimleribu bölümlerde işlenen temalardan biridir.
“Kıyafetli eşcinsel adam”
Dizide Chandler’ın homofobik bir karakter olması, tüm dizi boyunca seyircinin gözüne sokulan bir gerçek. Chandler’ın babası ise trans bir şey. Babasını Monica ile tanıştıran Chandler, bu ziyaretçileri o kadar utanıyor ki “Onun babasını bildiğime inanamıyorum” şeklinde açıklama yapıyor! (7. sezon 22. bölüm)
Nesneleştirme ilkesi
Nesneleştirme ilkesine göre, nesneleştirme kadınların bir gözlemcinin ya da toplumsal bakış açısını, fiziksel benliklerinin gerçek durumu olarak içselleştirmelerine denir. (Frederickson ve Roberts, 1997)
Dizide de çok açık bir biçim Joey, kadınları nesneleştirmektedir. Cinsel senaryolarla kadın ev arkadaşı tutar, kadınları dondurma ile karşılaştırır ve tavsiyeler verir. Açık bir şekilde kadınları sadece cinsel özellikler ile yargılar.
Joey’in sürekli üzerinde durulan seksizmi.
Joey, dizide kadınlara karşı takındığı tavırlarla oldukça problemli bir görüntü çiziyor. Çalıştığı ev arkadaşını ararken aradığı ödülleri hatırlayalım: Kadın olması, sigara kullanmaması ve kullanılmaması!
Oğlu Ben’in kız bebek ile oynamasından rahatsız edici duyan Ross.
Ben’in, “erkek” oyunları olan silah ya da arabaların yerine kız bebeklerle oynaması, Ross’u bir hayli rahatsız etmişti. Onun bir erkek olduğu için “erkek” gibi oyuncaklarla oynaması gereken tüm bölüm boyunca dikte etmişti, bunun için anlamsız bir çabaya girmişti.
Ve son olarak, Bonnie’nin rüyası kazısa “daha az çekici” olduğunu beyan eden o ünlü bölüm!
Üçüncü sezon finalinde Ross ile birlikte olan Bonnie, Rachel’ın sahibi, saçlarını kazırsa daha çekici olacağını söylemesinin ardından saçlarını tamamen kazıdı. Ross’un şu an Bonnie’yi komik bulacağını ve asla beğenmeyeceğini düşünen Rachel, bundan büyük keyif almıştı. Bu bölümün teması, erkek gibi tüketici, tüketilen kısa ya da “kel” olan kadınların sevilmeyeceği; çirkin olmak üzerineydi. Saçlarını uzatan bir erkek tuhaf karşılanmıyorken, kadınların saçlarını kazıması neden anormal ve kötü bir durum olarak lanse ediliyor?
İLGİLİ HABER
Friends Dizisi Hakkında Gerçek Hayranlarının Bile Muhtemelen Duymadığı 10 Bilgi
sonuç olarak Arkadaşlar, ne kadar çerçevelere göre modern ve hayranlar tarafından ilgiyle izlense de yurtlarda aslında normalleştirdiği ve gözümüzden kaçırdığı birçok ayrıntıya sahip. Diziyi bir de bu gözle izlediğinizde ne demek istediğinizi anlayacaksınız.
Yorum Yaz