Hepimizin kurak olarak aldıkları kumlarla korunan çöllerde Yıllık 36 milyon balina fosili ortaya çıktı. Ezberbozan bu durum, hepimize imkansız gibi geliyor olabilir ama değil! Bu hadise yalnızca bizim kafamızı karıştırmakla birlikte yürütüp bilim dünyasını da hayrete düşürmüştü. Acaba bulunan bu fosiller, şimdiki balinaların evrimleşmeden önceki ataları olabilir mi?
San Marcos Ulusal Üniversitesinde paleontolog olan Mario Urbina, oğlu örneğine Peru’da rastlanan bu dev canavarların 36 milyon yıl önceye ait olduğunu tahmin ediyor. Ica bölgesinde yer alan Ocucaje Çölü’nde de 2021 yılında kuru kayalardan çıkan bir balina fosiline rastlanmıştı. “Ocucaje Avcısı” isminin verildiği bu fosil, 43 milyon yıl önceye ait dört ayaklı bir balina türüydü. ‘Dört ayaklı’ ve ‘balina’ sözcükleri birbirine geçmiş olabilir bir ışık yılına kadar uzak görünüyor ama bu varlıkların sonucu olarak balinaların toynaklı hayvanlardan evrimleştiği kanına varmıştı.
Çöllerde izlerine rastlanan balıkların neden bu geldikleri da merak konusu. “Balina Vadisi” olarak adlandırılan Mısır, neden balina fosilleriyle dolu?
Mısır’ın Fayyum şehrinin dünyanın dışındakilerde, dünyanın bilinen en eski balina fosilleri bulunmuştu. Araştırmacılar, bu fosillerin en az 40 milyon yıllık olacağını tahmin ediyor. Peki ama bu fosiller nereden geliyor?
Uzun zaman bölgesi araştırma yapan insanlar, Kuzey Afrika’nın milyonlarca yıl önce okyanus suları ile kaplı bilimsel bölümlerle kanıtlamışlardır. Büyüyen gölgeler olan kurak kuşakların bir zamanlar sulak bir arazinin varlığı çok garip geliyor değil mi?
Bölgedeki jeolojik araştırmalar beklenmedik sonuçları ortaya çıkarmıştı. Kumların altında devasa bir kanıt bulundu ancak bu kalıntılar hiçbir canlıya ait değildi.
Araştırma, birkaç ay karada bağlantıyla birlikte devam etti. Daha sonra uydudan gözlemlenen yerde görüntü bir hayli şaşırtıcıydı. Çölün altında muazzam bir havza vardı, yakınlarda da bir başka havza tespit edilmişti. Daha önce bu yığınların kıyıları boyunca eski insanlara ait yerleşim alanlarında da bulunmuştu. Bu gelişmelerden sonra ise insanların neden yaşamak için bu yaşadıklarını açığa çıkarmış oldu.
Eskiden Michigan Gölü’nün yarısına kadar olan 110.000 km² alana yayılan ve tatlı su barındıran etkileyici bir göl vardı!
Yapılan incelemeler, gölün 250 bin yıl önce Nil Nehri baskınından oluşan bir göl olduğunu gösteriyor. Anlaşılan o ki su, toprakta çöküntüye hücum ederek çöküntüyü doldurana kadar durmamıştı; Böyle bir olayın nedeni yağmur olabilirdi. Çünkü o dönemler Afrika’nın iklimi tropikaldi ve aşırı yağış alan bir bölgeydi.
Dev göl, yakınü yaşanabilir bir hale getirmişti.
Hayvanlar ve insanlar, bu gölün çevresine bir yaşam alanı oluşturursa da zaman içinde iklim değişikliğiyle birlikte göl de yavaş yavaş kurudu. Bölge, doğal olarak su yok olur olmaz birden fazla sokağa dönüşmemişti. Bu, yavaş yavaş gerçekleşti bir olaydı. Bu sırada konu ile ilgili yapılan araştırmaların çoğu, Sahra Çölü’nün 6.000 yıl önce yemyeşil bir bölge olduğunu gösteriyor.
Tatlı su artık yok gezegene göre, sergilenen canlı tutan şey neydi?
Bu soruya cevap: Nehir sistemi. Hepimizin bütünü tek bir nehir geliyor değil mi? Ancak inşaat yapımında rol oynamasına rağmen bu nehir Nil değildi!
Araştırmacılar, güvenlik duvarı Batı kesiminde en geniş sınırlar 2,5 km’ye ulaşan ve karada okyanusun derinliklerine uzanan geniş bir kanyona rastladılar. Aynı kıtada zaman ilerledikçe kanyonun daha derin kısımlarına ulaşıldı. Bütün bunlar, Sahra bölgesini besleyen en az bir nehrinin olduğu bilgisini veriyordu. Daha sonra da bunun aslında 500 km’den uzun olan bir “nehirler sistemi” olduğu doğrulandı.
Bu nehirlerin kaynağı ise bağımsızdı. Biri Sahra’nın tablosundaki Atlas Dağları’ndan, öteki de merkezki Hoggar Dağı’ndan akıyordu. Nehirler akıp hızlandıkça birlikte Tamanrasett adı verilen dünyanın en uzun 12. nehir sistemi oluşturdular. Nehirlerin yolculuğu Moritanya’da sona eriyordu. Ancak araştırmacılar, nehir sisteminin daimi olmadığını düşünüyorlar. Bu sistem, son 245 bin yıldıracak ara sıra yok olacak.
Bu sistem, kurak arazilerin beslenmesini sağlamıştı.
Bahsettiğimiz su kalıntılarının kaynağının hala sınırlarında bilinen bilgi bilgileri var. Evet, Sahra’nın ünlü vahaları, yer altı sudan besleniyor ve kumların altında akmaya devam ediyor! Buralarda bir yağmur yer alıyor ve bölgenin canlanmasına yardımcı oluyor: Yani günümüzde bile Sahra Çölü, göçmenüz kadar kurak değil.
Tarih öncesi çağlarda bölge tamamen farklı bir yerdi.
Mısır’daki Wadi Al-Hitan bölgesi, paleontologlar için çok ünlüdür. Çünkü bizim, eskiden burada bir okyanus olduğunu düşündüren kalıntılara sahiptir. En ilginç buluntular arasında ise balinaların fosil kalıntıları var. Bu hareketlerle birlikte bölgeye “Balina Vadisi” adı verildi. Balinaların yanında bölgede çok fazla köpek balığı dişlerine de rastlanıyor.
Daha garibi ise balinaların kara hayvanı olabileceği!
Balinalar, temelde deniz hayvanına evrildiğini gösteren kalıntılar bırakmışlardır. Hayvanların gövdelerinde çerçeve değişimine uğrayan fosiller ise bu kanıyı temsil ediyorlar. Bulgular, balinaların atalarının dört bacağı olduğu ve bakışının günümüzdeki hallerinden tamamen farklı olduğunu gösteriyor. Bulunan kafatasları ise günümüzde yaşıyorlardı nasıl göz göz olacaklarına dair ipucu vermekte.
Bu bölgeler denizken nasıl güvenlik oldu?
Namib Çölü
Bunun basit bir cevabı var: Doğal iklim değişikliği. Daha önceden yemyeşil bir alana sahip olan Sahra’nın, giderek Buzul Çağı’nın Kuzey Yarımküre’ye denk gelmesi ile Kuzey Afrika sıcak çağlarda kuruma başladı, bu da doğal olarak iklim değişikliğini beraberinde getirdi.
Basit bir şekilde ifade edilecekse, tepedeki ağaçlar da erozyona maruz kalmış ve yakınlaşma bu bölge tamamlanmış. MIT, Columbia Üniversitesi ve farklı öğretim bölümlerindeda konuları araştıran araştırmacılar, ani iklim değişikliğinin Kuzey Afrika’nın tamamında yaşadıklarını keşfettiler.
The Guardian’ın haberine göre Sahra Çölü, yaklaşık 55 milyon yıl önce 50 metre derinliğinde denizdi. Kulağa çok garip gelse de bilim insanları bu bölgeyi araştırma yaparken pek çok fosille karşılaşıyorlar. Paleontolog Maureen O’Leary, araştırmaları sonucunda 1.6 metre boyunda kedi balığı ile 12.3 metre boyunda deniz yılanı fosili keşfetmiştir.
Bulunan fosiller arasında balina sayıları şaşırtıcı derecede fazladır.
Feyyum bölgesinde rastlanılan 10 fosilin de Basilosaurus türü balinalara ait oldukları tespit edildi. Bu tür, yaklaşık en geç 45 milyon yıl önce yaşayan, gökteki dev balina türlerinden yüzölçümü. Tip olarak da yunuslara benzediği söylenmektedir. Bizim bölgeleri balinalar gibi hava alabilecekleri deliklere rastlanmayan bu türlerin, nefes almak için kafalarını sudan çıkarmaları gerektiği düşünülüyor.
İLGİLİ HABER
Sahra Çölü’nde 12.000 Yıllık Balık Fosilleri Bulundu
İnsanı yaşayan fosilleri de bulunmuştu.
Çölde fil ayak izinin fosilleşmiş görüntüsü.
Uluslararası Doğa Koruma Birliği’nin yaşam alanı bölgesi Hominin olarak yürütüyor, insana benzeyen fosillerine de rastlanmıştır. Bölgede yer alan Katrani Dağı’nda bu fosillerin yanı sıra, fillerin, şarkıların ve Afrika’daki memeli hayvanların atalarına rastlanacağı da kuvvetle muhtemel. Mısır yönetimi, muhafazaları bu yüzden korumaya aldı. Her yıl binlerce turist ise bu ziyarette bulunuyor.
Peru’da benzerine rastlanan fosillerde balinaların ilk atası olduğu düşünülen 36 milyon yıllık kafasına rastlandı.
Peru Ulusal Üniversitesinden paleontolog Rodolfo Salas ise korudukları fosilin, günümüzdeki balinaların atası olabileceğini dile getiriyor. Fosile yüzey sivri ve uzun dişlerinin hala yapısını koruduğu ise oldukça dikkat çekici. Bunun sebebinin, ölümlerinde kafasının içinde batarak yıpranmadan korunacağı kuvvetle muhtemeldir.
Sahra’da yaklaşık 17 bin balık fosili de bulundu.
Acasus Dağları’nda bulunan balık fosillerinin 11 bin yıl önceki balıklara ait olduğu tespit edildi. Bölgede çok fazla yayın ve tilapi türü balık bulundu. Bu buluntular ise antik çağlarda bölge balıkçılığının yaygın olarak bilinenleri işaretler veriyor. Bu fosillerin yanı sıra yerli kuşlar, soylular ve memelilere ait kalıntılar da vardır. Araştırmaların sonucunda elde edilen bir tahmine göre Memelilerin beraberinde getireceği balıkların da yavaş yavaş yok olduğudur.
Bilim insanı, ilk deniz memelilerinin 55 milyon yıl önceye kadar kara hayvanlarından evrildiğini ve buna karşı beslenenler dinozorlar da dahil olmak üzere bir asteroit çarpmasından 10 milyon yıl sonra korunma konusunda hemfikirler.
İLGİLİ HABER
Bu Çöl, Arabistan’da Değil Türkiye’de: Sahra’dan Bir Parçayı Andıran Bu Kumullar Nerede ve Nasıl Oluştu?
İLGİLİ HABER
Sahra Çölü’nü Güneş Panelleriyle Kaplarsak Tam 4 Tane Dünya’nın Enerji İhtiyacı Karşılanabilir: Peki Neden Yapılamıyor?
İLGİLİ HABER
Sahra Çölü’ndeki Bu Esrarengiz Göz Şekli Neyin Nesi? İçine Koca Bir Şehir Sığıyor!
İLGİLİ HABER
Yorum Yaz