Yeterli Miktarda Fosil Bulunmadığı Yıllarda Dinozorlar İşte Böyle Tasvir Ediliyordu: Bazıları Pokemon Gibi!

Dinozorlar, geçmişten günümüze birçok farklı biçimlerde tasvirler yapıldı. Hatta dinozor fosilleri yeni bulunmaya gezegenlerinde iguanaya çok benzedikleri gördündü.

Şu anda pek çok fosile ulaşmamız sayesinde neye benzediklerini az çok beklentiler. Peki yeterli miktarda fosil bulunmayanken nasıl tasvir ediliyorlardı?

Kimdir bu dinozorlar?

Dinozorlar, 233-243 milyon yıl önce ortaya çıkan ve yaşayan tek üyeler kuş olan arkozor sahibidir grubu. Nerede yaşadıkları, kaç türe sahip oldukları, nasıl yok oldukları ve ekosistemdeki mekanlar bilim için her zaman bir araştırma konusu olmuştur.

Yer kütlesini titretecek büyüklüğe sahip avcıların toplanması kadar 1000 tane türü olduğu belgelenmiştir. Onlarla ilgili bu kadar bilgiyi bulabildiğimiz sayıda fosil yokken şu anki tasvirlerinden biraz daha farklı oldukları düşünülüyordu.

İlk bulunan çene fosilinden yola sahip olan büyük bir sahibi olduğu düşünüldü.

1824 senesinde bulunan yaklaşık 2 metre uzunluğunda bir çene fosili, Oxford Jeoloji Mühendisi William Buckland’a inceleme için getiriliyor. Buckland, yalnızca çene fosiline bakarken bunun büyük bir varlığına ait iddia ediyor.

Bu fosilden yola çıkan Megalosaurus adı verilen etçil dinozor, öyküsü şekilde tasvir ediliyor. Günümüze kadar ulaştığımız fosillere göre ise megalosaurusun gerçek görünümü aşağıdaki aslında resimdeki gibi:

Devasa bir iguanaya benzediği tahmin edildi.

Kendini fosillere adayan İngiliz Jeolog Dr. Gideon Algernon Mantell, bulunan diş fosillerinden yola bu yaratığı küçük bir kertenkele olan iguananın dev hâli şeklinde tasvir ediyor. Bu yüzden, dişlerin sahibine “Iguanodon” yani “iguana dişli” adını veriyor.

Daha sonra bulunan kemikler dinozorların boynuzlu hayvanlar olduğu düşüncesi ancak diğer fosillerin de bulunmasıyla ortaya çıkan görüntüde boynuzlu sandıkları kemiğin aslında parmak olduğu görülüyor.

Yukarı doğru dikenlere sahip tasvir edilen dinozor türü: Hylaeosaurus

1830’lu yıllarda Hylaeosaurus’a ait ilk fosil kalıntısı bulunduğunda sırtından yukarı doğru uzanan dikenli kemiklere sahip olduğu düşünülendu. Daha sonra tamamlanan kalıntılarla, dikenimsi kemiklerinin aslında doğru yana olduğunu anlıyorum.

Bu kemikler, Hylaeosauruslar otçul olduğu için diğer etçil dinozor türleri onlara yaklaşamasın diye geliştirildi.

“Deinos+Sauros”, yani “korkunç kertenkele”

1842 yılında, İngiliz karşılaştırmalı anatomist Sör Richard Owen; Megalosaurus’u, Iguanadon’u ve Hylaeosaurus’u karşılaştırmalı olarak inceliyor. özellikle ayak ve kalça kemiklerinde ciddi duruşlar olduğunu fark ediyor.

Böylece bedenindeki deinos (korkunç) + sauros (kertenkele) Adlarını birleştirerek bizim kontrollerimizi “dinozor” parçalarını birleştiriyor.